ALINTI : BORÇ

Borcumuz vardı, patronum eşimi sikti.
Uzun zamandır işlerden kafamı kaldıramıyordum, eşimde bende çalışan insanlarız. Maddi durumumuz yeterli olsa da, çok lüks bir yaşantımız yoktu. Sabahları evden çıkar, akşamları eve dönerdik. Çoğu zaman yemeğimizi dışarıdan sipariş ederdik, ikimizde çok yorgun olurduk.

Esra büyük bir şirkette insan kaynaklarında çalışıyor, bende bir muhasebe firmasında şirket giderlerini hesaplayan biriyim. Esra'nın işleri bana göre daha rahat, ben işlerden kafamı kaldıramaz haldeydim. Hafta sonlarında bile, günümün çoğu vaktine uykuya ayırıyordum.

Eşim bakımlı gülümseyişi güzel, gamzeleri olan büyük dolgun kalça ve göğüslere sahip ama zarafeti vücuduna oturan bir kadındır. Her zaman modayı takip eder, vücudunu mankenler gibi sergileyecek kıyafetler alırdı. Hatta bazen, çok beğendiği pahalı ürünleri alamayacak derecede olursa, birebir benzerlerini farklı mağazalardan daha uygun fiyata bulur yine de alırdı. Pahalıda olsa alır, yine de güzelliğinden ödün vermeden tüm gözleri üzerine çekerdi.

Uzun zamandır eşimle ilgilenmediğimin farkındaydım, evlilik yıl dönümümüz yaklaşıyordu. Ona bir sürpriz hazırlamak istedim, fakat o kadar işlerimle yoğunlaşmışım ki bir akşam eve geldiğimde eşimin maddiyatımızı çok aşacak ürünler aldığını daha pahalı giyindiğini fark ettim.

Planımda ona yeni modaya uygun kıyafetler alma düşüncesi onu öyle görünce aklımdan uçup gitmişti bile, en iyisi ona güzel bir restoranda çiçekler ve müzik eşliğinde güzel bir akşam geçirmesini sağlamak olacaktı.

O günün akşamı işten erken çıkıp eve geldim, çok fazla kıyafetim yoktur bir kaç takım elbise, bir kaç tatil ve gündelik kıyafetlerim vardır. Bordo renkli takım elbisemi alıp, güzelce tıraş olup hazırlandım. Eşim gelmesine yakın, tamamen hazırdım.

İşten geldiğinde kapıya anahtarı yerleştirmeye çalışıyordu, ondan önce davranıp kapıyı açtım. Beni o şekilde görünce şaşırdı, ne olduğuna anlam veremedi. İçeri girdi, hala gözleri bendeydi. Ona hazırlanmasını, bu akşam dışarı çıkacağımızı söyledim. Bunun özel bir gün olup olmadığını sordu, biraz bozulmuştum. Yine de belli etmemeye çalıştım ama bu benim suçumdu onunla çok uzun zamandır ilgilenmiyor olacaktım ki onun duyguları nasıldı kim bilir. Bugün bizim yıldönümümüz dedim, gözleri parladı. Gözlerinde uzun zamandır görmediğim ışığı görmüştüm, gülümsedi gamzelerine bayılıyordum. Bir kaç saniye göz göze bakıştık, dudaklarıma yapışıp bir küple aldı. Hemen geliyorum dedi, çoktan içeri geçmiş dolabını yatağa dökmüş olmalıydı. O en güzel şekilde görünmek istediğinin farkındaydım.

Bordo takımıma uyumlu olacak, beyaz omuzlarından aşağı uzanan bacak yırtmacı olan bir balo kıyafeti giymişti. Dar olan bu kıyafete sütyenide ekleyince göğüsleri, erkekler dâhil kadınların bile gözlerini kamaştıracak şekilde ortaya çıkmıştı. Göğüs arasındaki çizgi neredeyse göğüslerinin yarısına kadar açılıyordu. Pürüzsüz bakımlı bacaklarınıda elbisenin yırtmacı ile süslemişti, ince dudakarınıda dolgunlaştıran bordo renk rujunu sürmüş, aynı tonda olan ojeleride ince uzun parmaklarına özenle sürmüştü. Saçlarını yukarda topuz yapıp, iyice sıkılaştırmıştı.

Ulu çınarda bize özel bir masa ayırtmıştım, yavaş yavaş şehrin içinden geçip yola koyulmuştuk. Yolumuzun üzerinde çokça trafik lambası vardı, Türkiye'de lambalar senkronize çalıştığı için bir defa kırmızıya denk gelmeniz devamında da her trafik lambasında kırmızı ile karşılaşmanıza sebep oluyor.

Düşündüğüm gibi olmuştu, kırmızı ışığa bir defa denk gelmiştik. Önümüzden geçen yayalar, bir bana bir eşime bakıyorlardı. Herkesin gözleri üzerimizde gibiydi sanki her kırmızı ışıkta durakladığımızda aynı şeyler oluyordu. Tabi ki en çok ilgiyi benden çok eşim alıyordu. Onun o güzelliğine bakmayacak bir insan bile tanımıyorum, hiç bakmayan bile göz ucuyla mutlaka eşimi kesiyordu. Göğüs dekoltesi, erkekleri çileden çıkardığı kesindi. Her erkek, en az iki defa eşimi süzüyordu. Yolumuza devam ediyorduk...

Sonunda ulu çınara ulaştık, aracı park edip taşlı yollarda adımlarımızı atarken oradaki insanlar bile bizi bakıp bizi kıskanıyorlardı, denyo tipler "eşime bakıp piçe bak hatunun hasını sikiyor orospu çocuğu" diyorlardı, yüzlerinden bunu rahatlıkla okuyabiliyordum. Eşimde bende bu tarz insanlardan pek hoşlanmayız.

Yavaşça mekândan içeri girdi, ayırttığım masaya doğru ilerledik. Her şeyi planlamıştım, eşim neden bu masayı seçtiğimizi sordu. Bunu zaten ayırttım dedim, şaşırdı...

Ayırttığım masa mekânın en güzel masasıydı, tüm şehri ayaklarınızın altında parlayabileceği suskunluğunuzu paylaşıp iç geçirici bir güzelliği vardı. Bu masaya pek çok insan rezervasyon alırdı, haftalar öncesinden bile yer ayırtanlar vardı.

Karşılıklı oturup, yemeklerimiz yedik. Garsonlara işaret ettim, özel olarak seçtiğim beyaz şarabı getirdiler. Kemanlar ve müzisyenlerde başımıza gelmişti. En sevdiğimiz "mahur besteyi" çaldılar, eşimin ellerini tuttum. Güzel sözler söylüyordum ona karşı...

"Sen benim hayatımın anlamı olan kadın, seni çok ama çok seviyorum. İyi ki seni tanımışım ve seninle evlenmişim."

"Bende seni seviyorum, bende seni iyi ki tanımışım" diye karşılık verdi...

Hesabı ödeyip, garsonlara ve ekibe teşekkür ederek mekândan ayrıldık. Gece çok geç olmuştu, caddeler boşalmış, arabalar azalmıştı. Sarhoş kişiler sokaklara dağılmış, kulüplerden çıkan tipler vardı.

Kırmızı ışıkta durmuştuk, eşimi gören sarhoşlar eşime laf atıyorlardı. Bana dönüp bana küfürler savuruyorlardı. "Hey şu orospuya bak, zengin piçini bulmuş ona veriyor" "lan gavat götürdüğün karıyı sikeyim kaç para verdin lan piçin oğlu" "tipini sikeyim amın oğlu bu karı sana mı layık" "haha gardaş tipe bak, bu herif karıya bir kere girse boşalıyordur la bu" diye bağırıyorlardı.

Bir önce eve dönmek istiyordum, sinirlerim bozuluyor bir şey yapamıyordum. Yüzüm kızarıyordu, eşiminde yüzü ekşiyordu. Ondan sonra yollarında boş olmasından faydalanaraktan, ışıklarda beklemeden dikkatlice geçerek eve ulaştık.

Eşim o gece çok güzel görünüyordu, onu istiyordum. Oda beni istiyordu, yavaşça içeri girdik. Gece geç olmuştu, sokak lambasından gelen loş ışık vardı. Eşimle beraber yatak odasına geçtik. Elbisesinin fermuarını yavaşça arkadan açtı, sırtının hatları sokak lambasının etkisi ile çok güzel gözüküyordu. Omuzlarından aşağı elbiseyi bıraktı, yavaşça yere düştü elbisesi. Evden çıkarken fark etmemiştim, eşimin altında iç çamaşırı yoktu. Orada otururken, erkeklerin ara ara eşimin elbisesini süzmesini şimdi anlıyordum. Onlara frikik verip, azdırmıştı... Dolgun kalçaları bir anda gözümün önünde kalmıştı, bir yandan eşimi izlerken, bir yandan bende yavaşça soyunuyordum. Sütyenini çıkardı, elbiseni ve sütyenini bir köşeye fırlattı. Ben daha tamamen soyunamadan o her şeyi ile beraber gözümün önündeydi, yavaşça domalarak yatağa geldi, kalçalarının döndürüp ellerini geriye attı, bacak üstüne atıp parmağı ile bana gel işareti yaptı...

Çıldırmıştım, eşimin vücudu gerçekten mükemmel böyle bir kadına sahip olduğum için dünyanın en şanslı insanı olmalıyım. Üzerine doğru yavaş yavaş adım attım, önünde diz çöktüm. Bacaklarını açıp, beni kendine doğru çekti.

Öpüşmeye başlamıştık, uzun zamandır böyle öpüşmemiştik sanki o an ikimizde boşalmıştık. Dudaklarımız, dillerimiz, birbirimizin ağzında geziyordu. Dillerimizi birbirine değdirip emiyorduk. Sonra dudaklarımı ısırmaya başladı, bende aynı şekilde karşılık verdim. Buna karşılık elini göğüslerimden aşağı sürükledi, sikimi tutup çekiştirmeye başladı. Onun bir şey yapmasına gerek kalmadan taş gibi kesilmişti zaten, ayağı kalkmazsan dudaklarım ona ulaşamaz dedi. Oral seksi çok seven biri olmasam da, sanki dünyadaki tek seks türü Oral seks gibi gelmişti o gece bana...

Bordo rujununda verdiği görüntü ile çok büyük dudaklı duruyordu, sanki seksi o gece yeniden keşfediyordum. Oral seksten haz etmeyen ben, o dudakların görüntüsü ile kendimden geçiyordum. İnlemeye başlamıştım, ben inledikçe eşim geriliyor göğüsleri şişiyordu. Boşalacağımı fark ettiğimde, sıranın bende olduğunu söyleyip eşimi kucaklayıp yatağa uzattım, bacaklarını ayırıp dudaklarını ısırıp yavaşça boynundan aşağı indim göğüslerini iki elimle sıkıp öperek göbeğini sonrada amına gelmiştim.

Eşimin beyaz tenindeki o kırmızı amı, azgınlıktan iyice kızarmış ve yanakları şişmişti. Dilimi amının en altından başlayıp, yukarı aşağı gezdirmeye başladım. Bir kaç defa böyle gidip gelip, amcığının dudaklarını emiyordum. Eşim orgazmın doruklarındaydı, "ahhhhhhhhhhh durma sakın durma yarın yokmuş gibi yala beni" "em amcığımı hadi em em durma diyorum sana daha hızlı" diye yalvarıyordu. Bende onun dediğini yapıp, daha hızlı aşağı yukarı dilimi gezdirip emiyordum. Çok hızlanmıştım, sürekli aşağı yukarı yapıyordum klitorisi kabardı ve ortaya çıktı, dudaklarımla hemen emmeye başladım. Eşim o an ağzımın içine boşaldı.

Sikim sırılsıklam olmuştu çoktan eşimin amına doğru yavaşça götürdüm. Önce amının etrafında gezdirdim, klitorisini sikimle okşadım. Sonra yavaşça kafasını içine soktum. Gözleri kayıp gitmişti, boşalmıştı ama daha boşalmak istiyordu. Önce yavaş yavaş gidip gelmeye başladım, eşim kalçalarımı tırnaklıyordu. O bastırdıkça daha da hızlanıyordum, yavaş yavaş hızlanmıştım. En son çok sert girip çıkıyordum amcığına, eşimin amı kasılıyordu. Seneler geçmesine rağmen hala dardı, ilerleyen yaşlarda aynı olacağı kesindi...

Arkasını dönmesini istedim ve domalttım, eşim boncuk boncuk terliyordu. O hali beni daha da çıldırttı, sikimi tekrar amına sürtüyordum. Yine içine girecektim, ama göt deliğide beni çıldırtıyordu. Amına sokacak gibi yapıp, aniden götünden içeri girdim. Çığlık attı, "ne yapıyorsun köpek" diye söylendi. Dinlemedim, yavaş yavaş götüne girip çıkıyordum. Başta öyle demiş olsa da, amına girdiği halden daha fazla orgazm oluyordu. En son aniden çıkıp, sonuna kadar kökleyip içine boşaldım. Boşaldığımı hissetmiş olacak ki, elini amına götürüp biraz okşadı ve bir anda tüm yatağı döllerini boşalttı.

Temizlendik, oturduk bir sigara yaktık. Bir anda yüzü düşmüştü, ne olduğunu anlamadım. Öptüm, "aşkım seninle bir şey konuşmak istiyorum dedi" dinliyorum dedim.
Son bir kaç aydır fazlaca alışveriş yaptım, kendime hâkim olamayıp fazlaca şeyler almışım. Ś.000 TL" kredi kartı borcu olmuş. Bu parada faize binerek katlanmış. Ŝ.460 TL" olmuş, bir anda benimde yüzüm düştü nasıl ödeyeceğimizi düşündüm. Benim ve eşimin maaşını bir araya getirsek bile bu bir buçuk aylık bir paraydı. Her geçen günde katlanarak artacaktı...

Bunu yarın düşünürüz diye geçiştirdim, o gece geçmez olmuştu. Uyuyamıyordum, eşim uyanmasın diye de belli etmemeye çalışıyordum. Sabah olmuştu, ben gece bir gram uyku uyuyamamıştım. Saat 6.30'u geçiyordu, kalkıp elimi yüzümü yıkayıp işe gitmek için hazırlandım. Aklımda hala borç parası vardı, bu yüzden evden biraz erken çıkıp bankaya uğradım, ne yapılır ne edilir diye soracaktım...

Bankaya ulaşıp, bilgileri verdim. Bu kadar para borcumuz varmış bir bakın buna nasıl bir ödeme planı gerçekleştirebiliriz diye sormak istiyorum dedim. Orada çalışan kişi bir yanlışlığınız var dedi, borcunuz Ŝ.460 TL" değil dedi. İçime bir ferahlık geldi, daha az diye düşündüm...

Bu ferahlık çok geçmeden karanlığa bağlayacaktı, kredi kartınızın borcu ൘.483 TL" dedi, bir an farkında olmadan "ne?" diye bağırmışım, herkes bir dönüp bana baktı. "Nasıl olur, eşim bu kadar dememişti." burada öyle gözüküyor, eşiniz yanlış hatırlıyor olabilir dedi. Ne almışta bu kadar tutmuş ki diye sordum, geçmiş işlemlere bakılmasını istedim. Alışveriş dışında ödemeler gözüküyordu, bu ödemelerden biride dün gece yapılmıştı... O an şok geçirmiştim, çünkü dün gece ödemeyi ben yapmıştım. Eşimin kredi kartını kullanmadık... Kredi kartımızı kullanan birileri vardı. Hemen bloke ettirdim, eşime haber verdim. Onunda sesi titredi, ağlamaklı oldu...

Bu parayı ödememiz mümkün değildi, hırsızları bulmak için avukat masrafı derken katlanacaktı. Bize de bir getirisi olmayacaktı, ne yapacağım konusunda içerleniyordum. Yüzümden düşen bir parça olarak işe gittim.

Gün geçip gidiyor, ben hala kafamda bu borcun içinde nasıl çıkacağız düşüncesiyle kafamı yoruyordum. Diğer çalışanlar hesaplamaların çoğunu yarılamıştı bile, ben ise hiç bir şey yapamamıştım. Patron defalarca kez koridorda yanımdan geçmiş farkına bile varmadım, en son ekrandan gözlerimi aldığımda başımda dikiliyordu. Yüzündeki ifadeden çok kızdığı belliydi, sesleniyorum niye cevap vermiyorsun sen ne yapıyorsun bilgisayar başında dedi. Kem küm ettim, çalışmamı açmamı istedi. Hiç bir hesaplama yapmamış gibi bomboş bir sayfa vardı. Odasına çağırdı!

Hay aksi, birde bu çıkmıştı başıma... Bizim patron, dün geceki tipler gibidir. Sadece bu tiplerin daha özenli, kendine bakanını düşünün. Kaba saba bir sakalı, spor yapmaktan kafasıyla aynı orana gelmiş kolları, üçgen, baklavalı yapısı. Ağzından eksik etmediği küfürleri, kıllı vücudu tam bir denyo.

İşi geciktirdiğim için bağırmaya çağırmaya başlamıştı, yapacak hiç bir şeyim yoktu. Kem küm ettim, sesimi çıkaramıyordum. Neden bir şey söylemediğim içinde bağırmaya başlamıştı. Konuşsana oğlum deyip üzerime geldi, eşim kredi kartı bilgilerini çaldırmış borca battık. Aklımda o vardı, odaklanamadım işe dedim. "Ne kadar benim şirketimden önemlimi sikik" diye yakalarımdan tutup beni tartakladı, ൘.500 TL" dedim.

Tamam, siktir git yerine otur işini yap dedi. Gidip masamın başında o günü yetiştirmeye çalıştım, akşam iş çıkışı vaktinde yetiştiremediğim için kalan giderleri hesaplıyordum. Patron odadan çıkıp yanıma geldi, bitirmek üzereyim efendim biraz kalırım dedim. Kapat yarın erken gelip tamamlarsın dedi. Programı kapattım, tam bilgisayarı kapatırken elimden fareyi çekti. Masaüstünde eşimin fotoğrafı vardı, "kim bu hatun dedi" eşim dedim. "Bu nasıl bir hatun lan böyle açık açık giyiniyor sürtük dedi" eşim bakımlıdır, kendine dikkat eder diyebildim sadece. "Borcunuzu ben ödeyeceğim, ama yarın akşam sizdeyim dedi" bir şey diyemedim. Neden bize gelmek istedi kafam almıyordu, eve gelip binanın kapısında durduğumda kafama dank etmişti. Gözleriyle eşimin resmini süzüşü ağzına takındığı tavırdan anlamalıydım...

Bu orospu çocuğu eşimi sikmek istiyordu, yarın bunun için bize gelecekti. 16.500 TL karşılığında eşimi sikip parasını verecekti, bir orospuya dönecekti eşim. Eşime ne diyeceğimi bilmiyordum. Binadan içeri girip, kafamı sallaya sallaya, ağır adımlarla eve girdim.

Eşim kanepede oturmuş ağlıyordu, çaldırdığı bilgiler için pişmanlık duyuyor olmalıydı. Yanına oturdum sarıldım, durdum...

Bugün başımdan işte böyle bir olay geçti, akşamda çıkışta patron böyle söyledi. Ne yapacağız bilmiyorum, ne yapmalıyız bilmiyorum diye söyledim.

"Ne diyorsun dedi?" Akşam bize gelmek istiyor dedim, "Ne için bize gelip para mı verecek nasıl ödeyeceksin?" dedi. Hayatım, ben bir şey diyemedim akşam seni görmek istiyor. Yoksa beni işten atacaktı.. Korkuyorum da heriften bir şey diyemedim aşkım.
“Saçmalıyorsun ne dediğinin farkında mısın sen bir piçe beni mi sattın, neyinim ben senin orospun muyum? Ne sanıyorsun kendini geri zekâlı" deyip bana bir tokat atıp yatak odasına geçip kapıyı çarptı.

Pişmandım, bir şey diyemediğim için korkup sesimi çıkarmadığım sustuğum için ama bu bir şey değiştirmiyordu. Oturdum ağlamaya başladım, kafam patlayacak gibi ağrıyordu ne yapabilirim bilmiyordum. Dişlerimi sıkıyor, ellerimi yumruk yapıyordum ama hiç bir şey değiştiremiyordum hiç bir yol yoktu. 16.500 TL ki daha da artacaktı bu faizle beraber bir günde batağa girmiştik, bir günde yerin dibine, dünyanın sonuna. Cehenneme ulaşmıştık...

Kanepeye uzandım, intihar etmek gibi düşünceler vardı aklımda. Gözlerim ağlamaktan kızarmış, göz torbalarım morarmıştı. Sonra eşim odadan çıktı...

Yanıma geldi, üzerime uzandı sarıldı. Hiç bir şey demedi, susmuştuk. O gece orada uyuya kaldık. Ertesi gün çoktan evden çıkıp gitmişti eşim, normalde erken çıkan ben olurdum. Bana kızgın mıydı bilmiyorum, ne amaçladı, hiç böyle çıkmazdı yoksa beni terk mi etmişti anlamıyordum. Arayıp, kızdırmak veyahut daha da üzmek istemedim. Her şey akşam belli olacaktı...

O gün geçmek bilmedi, keşke zaman dursaydı akşam olmasaydı. O gün o zaman hep öyle kalsaydı da bunları yaşamasaydım. Ama olan olmuştu, patron son model Porsche'siyle aracımın arkasına takılmış geliyordu. Binanın önünde durdum, kapıyı yavaşça açtım. Çoktan arabasından fırlamış bana binayı sormuştu gösterdim, benden önce koşarak zile bastı. Eşim evdeymiş, gitmediği beni terk etmediği için bir nebzede olsa sevinmiştim.

Denyo piç benden önce benim evime girmişti, ben anca yetişebildim arkasından. Ayakkabıları çıkarıp içeri girdik, eşimle bizim denyo tanıştırdım. Eşimin yüzü tipini görünce ve ağzındaki " hoşbulduğ " şeklinde kaba ses tonu ve kelime yutan yapısını duyunca ekşimişti.

Koltuğa oturduk, eşim bize kahve yaptı. Ben sessizce bekliyordum, piçte sessiz oturuyordu. Eşimde gelip yanıma oturdu bizimki direk konuya girdi.

"Çok seksi bir karın var şanslısın piç, borcunuz var demek. Borcunuzu öderim" deyip cebinden ൜.000 TL" yakın para çıkarıp masaya vurdu. "Ama karını da çatur çutur sikerim, sende oturur köşeye izler anca 31 çekersin piç" "yeterince binmişsin" "bırak birazda biz binelim dedi" ben bir şey diyemeden karım atladı ortaya "Ben her gece siktiğin orospulardan mıyım da 20.000 TL ile amımı alacaksın, en az 30.000 TL yoksa elini sikersin anca sen dedi" ben şok olmuş ve korkmuştum herif serserinin tekiydi bizi döve döve sikebilirdi. Durdu, kafasını kaşıdı biraz "vay be sürtüğe bak sen amın altından mı lan amcık neyin varmış" diye söylendi.

"Her gece karşına geçip sana sakso çeken pavyon karılarını pörsümüş memelerinden, 20'lik Çıtırların kuru götlerinden daha değerli malım var benim. Benim götüm memelerim onlar gibi pörsümüşleri toplasan bir etmez dedi"

Denyo cebinden 10.000 TL daha çıkarıp masaya koydu. "Hadi seni görelim o zaman" dedi. Salonun köşesinde bulunan tekli koltuğa geçip, soyundu. Eşim yavaşça ona baka baka soyundu, herif çoktan kalın sikini dikmiş sıvazlıyordu. Eşimde karşısında stripz yapıyordu, onu öyle gördükçe bende deliriyordum. Pantolonumu sıyırdım, bende arkadan eşimin kalçalarına bakarak 31 çekiyordum.

Piç herif eşime sakso çekeceksin bana dedi, eşim bacaklarının arasına diz çöktü. Herif eşimi saçlarından kavrayıp kafasını yukarı aşağı bastırıyordu, eşimin sakso çekişinden orgazm olduğu delirdiği belliydi. Gırtlağına kadar sokmuştu eşimin. Yine de doymamış, daha da bastırmaya, daha da sokmaya çalışıyordu piç denyo

Eşim nefes nefese kalmış kıpkırmızı kesilmişti, dimdik duran sikinden akan tükürüklerle birden ayağı kalktı. Eşimi tekli koltuğa domaltıp, götüne aniden girdi. Eşimin canı yanmış olacak ki, ağlamaklı bir çığlık attı. Götüne girip çıkarken kalçalarını tokatlamaya başlamıştı, kaç defa tokat attı bilmiyorum. Eşimin kalçaları kızarmış ve ardından morarmıştı.

Bana dönüp "bak senin orospuyu böyle sikiyorum ben içte sen öyle izle gavat, parasını verdim sadece ben sikerim" dedi. Sonra kaslı yapısıyla eşimi tek hamlede havaya kaldırdı, domalmış eşimi o şekilde kaldırmıştı bacakları yerden kesilen eşimi havada sikiyordu zıplatarak sikmek dedikleri şey buydu sanırım eşim heriften iğrene iğrene bu işi yapıyordu hiç zevk almadığı belliydi herif eşimi kendi orospusu yapmış son günüymüşçesine sikiyordu bir daha sikemem düşüncesi ile parçalıyordu eşimi...

Sonra içinden çıkıp, koltuğa tekrar kendi oturdu. "Bu kadar götten yeter şimdi amını" görelim dedi. Eşim götünü herife döndü, bacaklarını açıp kucağına oturdu. Gözleriyle bana bakıyordu, herif eşimi belinden kavradı önce eşimi kollarıyla kaldırıp indirirken sikiyordu. Eşim beni süzüyordu, göğüsleri ahenkle yukarı aşağı zıplarken benim mastürbasyon yapmamı izliyordu. Sikime bakıp dudaklarını ısırıyordu, eşim zevk alıyordu. Ama altındaki herifin onu çatır çutur sikmesinden değil de benim 31 çekmemden hoşlanıyordu.

Herif hayatında orgazm olmamış gibi eşek gibi anırıyordu "höğğğ höğğğğğğ hoooğğğğ aaaamına çakayım bu ne lan!" diye bağırdı, eşimde "ben sana demedim mi siktiğin pörsüklerle beni bir tutma diye" "amım her zaman dardı benim" dedi.

Denyo delirmişti eşimi biraz havaya kaldırdı, tek koluyla destek alıp hızlı hızlı sikmeye başlamıştı. Kalçasına çarpışıyla "şapırt çat çat çat çat çattt" diye sesler salonda yankılanıyordu. Herif o kadar hızlı sikiyordu ki, evimizin duvarları yeri bile sallanıyordu. "Sonra eşim kendi içinden çıktı, dumur bir duraksadı ne olduğunu anlamadan sikinden kavradı piçi çekiştirdi kaldırdı ayağı üzerime doğru geldi eşim. Herifin önüne domaldı bana sakso çekmeye başladı.

Bu sayede kendini rahatlatıyordu anladığım kadarı ile, o herifi ben gibi hayal ediyordu. Yinede para için yapıyordu bu işi, ben çoktan zevkten dört köşe olmuştum. Herifte belli ki gelmek üzereydi, arkadan bir daha girdi eşime. Bana sakso çeken eşimi götten sikerken, kafasına bastırıp benim sikimide boğazına kadar aldırmaya çalışıyordu.

Denyo tam bir sürtük sikiciydi, malı düzensiz, özensiz, boş beleş kullanan bir piçti. Eşim terden saçları birbirine karışmıştı, herif iyice kendini geriye çekip götünden içeri son bir vuruş yaptı. Öyle bir girdi ki eşime eşim yerinden ileri doğru fırlayıp sikimi boğazına kadar aldı ve kafası göbeğime çarpıp geri geldi. Herif sikini eşimin götünden çıkardığında, eşimin götünden kanlı spermler halımızın üzerine damladı. Ardından da ben eşimin boğazına boşaldım...

Orospunun kırosu eşimin götünü delmiş, deliğini genişletip yırtmıştı. Sonra saçlarından tutup eşimin ağzını sikimden çıkardı, ağzından döllerim akarken sikini tekrar ağzına sokup son döllerini de oraya attırdı.

Masadan peçeteyi alıp sikini temizleyip..

"Orospu böyle sikilir, beğendin mi sürtük" deyip kahkaha atıp. Evimizden siktirip gitti..

Eşimle ben birbirimize bakındık, onu kucakladım duşa götürdüm. Küvete dümdüz uzandı, güzelce ona duş aldırdım. Hiç konuşmuyordu, vücudunu durulayıp saçlarına havlu sardım. Kucağıma alıp yatak odamıza götürüp, evdeki kremlerden yarasına iyi gelecek bir şeyler karıştırıp göt deliğine sürdüm. Salona geçip, kıyafetlerimizi toplayıp yeri temizleyip yanına geldim. Bana sarıldı, göğsüme uzandı. Saçlarını okşadım...

Çok garip bir gün geçirmiştik, eşimin uyanıklığı sayesinde borcunda üzerinde para almıştık. Herif eşimi o kadar beğenmiş olacak ki, maaşıma zam yapacağına dair bir mesaj bile atmıştı...

Kendimizi garip hissediyorduk, konuşmasak ta bunu anlayabiliyorduk.

Bu gecede böyle bitti.
द्वारा प्रकाशित hufezamb
7 वर्षो पूर्व
टिप्पणियाँ
टिप्पणियाँ पोस्ट करने के लिए कृपया या करें