Tatlı bi dul deneyimi (gerçek)

Üniden sonra ilk işe başladığım yerde ofiste yeni yeni tanışıklığım oluyordu insanlarla. Her medeni halden ve her renkte geçmişten insan vardı diyebilirim. Biriyle yaşadığım ve oldukça heyecanlı bulduğum farklı bir tecrübem olmuştu.

Aslı ben başladığımda yeni ekip lideri olmuştu. 160-165 arası bir boyda, 50 kilonun biraz altında, beyaz tenli, kumral saçlı, fit ve ufak birer kavun büyüklüğünde yusyuvarlak diri kalçalı bir fiziğe sahipti. Evlenip boşanmıştı, çocuğu yoktu. Hızlı konuşan, birazcık erkeksi tavırlı bi kız olsa da minyonluğu daha ön plandaydı. 25 yaş üstünde demek için bin şahit gerekirdi gerçekten. Benden 5-6 yaş kadar büyüktü oysa ki.

1-1,5 ayda sohbetimiz oldukça koyulaşmıştı. Yan kübikte ekip lideriydi, sigaraya ve yemeğe inerken işaret çakıyordu her seferinde. Bu şekilde daha kendi ekibime bile ısınamadan, ilginç ve hızlı bir yakınlaşma süreci olmuştu onunla.
Bir gün yine sigara molasında sohbet ilişkilere gelmişti. O boşanma sürecinden bahsetti çok uzatmadan. Ardından bana sordu ilişki durumumu. Daha 23 yaşında ilk işine girmiş biri olarak hem kariyer odağım hem de maddi durum kaynaklı özgüven sıkıntısından o dönem bir sevgilim yoktu. O benim bu cevabıma "aceleye gerek yok, biz acele ettik de ne oldu" gibisinden bir karşılık verdi.
Aynı gün başka bir sigara molasında haftasonu planlarından bahsedilirken bana cuma akşamı müsait olup olmadığımı sordu. Ben de bir planım olmadığını söylediğimde, gel takılırız kadıköyde diye basit bir davette bulundu. Öpüp başıma koyar gibi kabul ettim ben de :)

Daha sonra cuma günü akşam annesinin geleceğini, planı iptal etmek zorunda kalacağını söyledi. Annesinin bir akşam kendisinde kaldıktan sonra başka akrabaya gideceğini söyledi. Yine de müsaitsen cumartesi gündüzden buluşabiliriz, telafi edebilirim diye de ekledi. Çok bir alternatifim olmadığını biliyor olsa gerek ki tabi ki onu da kabul ettim.

Cumartesi gündüz oturup kahve içtik. Okul ortamları, onun işteki ilk dönemleri, yaşadığı ilginç durumlardan bahsetti biraz. En çok da okulu özlediğini söyledi. Rahatlık, serbestlik, tanışacak neredeyse sonsuz insan gibi şeyleri çok özlediğinden bahsetti. Sonra yaz sohbetleri başladı, tatillerden bahsettik. Bir kaç tatil fotoğrafını gösterdiğinde çok güzel bir kadın olduğunu bir kez daha anladım bikinili fotolarında. Bu beğenimi de kendisine net ifade ettiğimde kollara dokunmalarla hafif temaslar başladı.

Kahve ve sohbet sona erdiğinde kalktık. Mağazaya uğrayıp birşeyler alacağını, istersem katılabileceğimi söyledi. Alacaklarım hakkında fikrini almak yararlı olabilir dedi. Tamam dedim.
Reyonlardan seçtiği elbiseleri beraber ayıkladık. Ayıkladıysak da eli kolu dolu şekilde kabinlere doğru yöneldi. Ben de arkasından tabi ki...

Mağaza biraz kalabalıktı. Bir adım atmak tehlikeli gelmişti. Nereye girdi diye bakınırken birden çıktı, üzerindeki elbiseyi sordu olmuş mu diye. Tabi ki şahane oturmuş, ten rengine de uyumlu gibi süslü ama doğruluğundan emin olmayı takmadığım şeyler söyledim :). Denemeye devam etmek için kabine girerken kapıyı tam kapamadığını fark ettim. Tam kapamamışsın diye uyarırken, sen varsın bakarsın dedi. Oradaki "bakarsın"dan kastı neydi tam anlamdıysam da iki türlü de işime gelirdi.
Nitekim bir abiyeyi denerken göz ucuyla bir yoklayayım dedim. Tam o anda sadece iç çamaşırlarıyla gördüm şahane bedenini. Boydan boya süzerken bir an göz göze geldik. Hiç bir tepki vermedi. Ardından deneyip beğendiklerini topladı. Alacaklarını aldık ve çıktık.

Göz teması sonrası tepkisizlik beni biraz germişti. Şu an vereceği tepki tamamen onun elindeydi. Neyse ki kurduğu ilk cümle "daha erken istersen bana gidelim, bşiler içeriz ya da kahveye devam ederiz istersen. zaten paketler de çok, yardım edersin" oldu. yaptığım hamle olumlu sonuç vermişti. elinden paketleri alıp "hadi gidelim" dedim, hafif sırıtarak :D

Evine girdiğimizde salona geçtik, paketleri elimden alıp "sen otur hemen geliyorum" diyerek odasına gitti. yine peşinden gitmeyi düşünsem de gereksiz erken bir adımın her şeyi mahvedeceği fikri geldi aklıma. otur demişti, ben de oturdum :)
yumuşak deri bir kanepeydi, orta sehpanın üstünde bir iki kitap, dibi görmüş bir şarap kadehi, sigara külleri gibi keyfine düşkün bir imaj geldi gözümün önüne. ben bakınmaya devam ederken Aslı döndü. Gördüğm karşısında yine ambale olmuştum. Üzerinde vücudunu body gibi saran penye, askılı, poposunun 3-4 parmak altında biten turuncu bir elbiseyle dönmüştü. Ne içersin diye sorarken, uçları gözüme batacak kadar ortada olan memelerinden dikkatimi toplamaya çalıştıysam da, yalnızca ardından gelen "kapuçino olur mu" sorusuna evet olur diyebildim :)
Sen istersen müzik vs koy takıl ben geliyorum diyip kadehi küllüğü alıp mutfağa yöneldi. Poposuna baktığımda dikkatimi çeken bir detay da herhangi bir külot izi görmemek oldu. Tanga da bir ihtimaldi ama hiç de diğerinden kötü bir ihtimal sayılmazdı :)

Biraz okuduklarını, izlediklerini, dinlediklerini incelerken slow ritmik birşeyler açtım. Ortam zevkle dekore edilmişti, ahşap heykeller, seramik motifler, tablolar dikkat çekiyordu. O arada Aslı elinde kahvelerle geldi, beraber deri kanepeye kurulduk.

Otururken ne kadar kestiysem de altında bir şey olup olmadığını yine anlayamamıştım. Neyse ki yakın oturup bacaklarını yan şekilde kanepeye topladı. Adım atmak için net bir işaret arıyordum.

Sohbete yine şirketten girdi ortama ısınıp ısınmadığımı sorarak. "Arkadaşlar kızlar nasıl? Gözüne çarpan beğendiğin birileri var mı?" gibi sorularla arka arkaya taciz ediyordu resmen. Ben de bir iki dikkatimi çeken kız var ama henüz çok erken, net de değil zaten dedim. "vaaay, beğenmezmiş" gibisinden hınzır bir cevap verdi o da.
Lafı bu noktada kendine getirmeye başladı. beni nasıl buluyorsun, bugün ten rengimi beğendiğini söyledin dedi. başka ne dikkatini çekiyor bende diye devam etti.

Ben de evlilik atlatmış olsan da çocuk yapmamış olmanın olumlu sonuçlarını görüyorum dedim. bunun üzerine sesli gülüp "kabinde o kadar kestikten sonra daha iyisini beklerdim" dedi. bu esnada elinin dizime geldiğni hissettim. bunun üzerine "minyonluğun çok çekici, fiziğin çok güzel bakmlı ve fitsin" gibi daha net iltifatlarımdan sonra parmakları bacağımda gezmeye başladı.

onun eli hafif yukarılara doğru yönelirken, bacaklarına iltifat ediyordum. bu esnada ben de onun bacaklarına dokunduğumda dudağını ısırıp hafif bir iç çekti.
kahveler aldığımız tek yudumla sehpada soğudu tabi o sırada :D

gerilimi biraz daha artırmak için daha ileri gitmeden ben ona aynı soruları sordum. o da bana "uzunsun, zayıf gibisin ama aslında fit duruyorsun, saçların ofiste çok hoş oluyor bugün biraz salaşlar ama" diye hafif gülümsedi. ardından, "ben sana bir sürü tatil fotosu gösterdim, ayrıca kabinde resmen doğradın beni, ben hiç bir şey göremedim halen" derken eli artık sikimin üstündeydi. olayların gidişatı netleştiğine göre ben de elimi elbisenin altından daldırıp "istediğini görebilirsin" derken, dirseğimden daha da bastırdı ve o ipeksi ıslak pürüzsüz amını elime verdi.

parmaklamaya başlamamla, sert şekilde french kiss'e girmemiz bir oldu, dudaklarımız parçalanrcasına öpüştükten sonra ben aşağı kaymaya başladım. Elbisesini sıyırmak hiç zor olmadı, diri ve biçimli memelerini, çivi gibi olmuş uçlarını dolu dolu öpüp yaladım. Altımda kıvranıyordu. Göbeğinden sırılsıklam amına doğru kaydım. Gerçekten şeftali benzetmesinin canlı örneği gibiydi, yumuşacık ve kadife dudakları vardı. Islanmıştı ve temizdi. Bir elim poposunda, diğer elim memesinin ucunu mıncklarken dilimle delirtiyordum. Suları çenemden akıyordu.

Nefesi iyice hızlandığında hızlıca ayağa kalkıp tişörtümü çıkardım. Aynı anda yerinden doğrulup pantolonuma davrandı. Düğme ve fermuarı hızlıca açıp sikimi çıkardı. O anda bir duraksadı.

Yüzüme hiç bakmıyordu, 3-5 sn süzdükten sonra kokladı, dudaklarını ısırdı. Diliyle dokunmadan önce dibinden ucuna kadar sıkıp ucunda biriken zevksuyumu diline damlattı. Tadını aldığında "mmm" diye hafif bir inledi ve ben o anda deliriyodum.

Ben elinde iyice sertleşriken yavaş yavaş ucunu dillemeye başladı, zevksuyunu yalıyordu yine. Sonra kafasını ağzına aldı aynı anda ben de saçlarını kavradım. Kontrol bende, ağzında çok ilerlemeden gezindiğimi anlayınca ellerini sikimden bacağıma ve kalçama götürüp sıktı. Bu hayatmda o ana dek yaptığım en şehvetli şey olabilirdi. Sikimle Aslı'ya french kiss yapıyordum ve ikimiz de bundan aşırı zevk alıyorduk.
Sonra kendisi biraz daha ileri giderek boğazına almaya çalıştı. Bu esnada boşalmaya yaklaştığımı anladım ve ağzından çıktım. Hadi dön arkanı dedim ve koltuğa domalttım onu.

Doggy pozisyonunda bütün mal varlığını sergilemiş şekilde sikimi beklerken ben girmeden son bir kez daha tadına bakmak istedim. Sik beklerken yaladığımı anladığı anda "ooooovv çok fenasın" diye nefesinin arasında mırıldandı. dil darbelerimden sonra kalktım, başını amınnı ıslak dudaklarına dayadım. belinden kavrayıp yavaş yavaş ilerlerken kayganlıkla tamamını sokuverdim. o ise sadece "uuvv" diyebildi :)

Doggystyle başlamış olduk. ben onu minik belinden kavramış gidp gelirken, taşaklarım am dudaklarına tatlı tatlı vuruyordu. biraz derine indiğimde tatlı tatlı iniltileri oluyordu. 5 dk kadar doggy sonrası çıkıp Aslı'yı kucağıma aldım ve sikimin üstüne yerleştirdim. Ayakta sikerken bir iki defa fazla derine gitmiş olcam ki acı çığlıklar da attı.

Kucakta biraz yorulduktan sonra Aslı'yı masaya oturttum ve bacaklarını omzuma alıp dinlenmek maksatlı rahat şekilde sikmeye devam ettim. Ardından onu ayağa dikip masaya doğru eğdim, ayağının birini sandalyeye koydum ve o bacağının altından hafif çapraz siktim bir süre. Bu esnada bir kaç kez titreyerek boşaldı ben boşalmamak için pozisyon değiştirirken.

Çok yoruldum biraz duralım dediğinde "sen kanepeye uzan" dedim. kanepeye sere serpe uzandı. baş kısmına geçip ayağımın birini kolçağa koyarak, bacaklarımı ayırıp sikimi ağzına verip "hadi bitir" dedim. Bunu duyunca Aslı sikimi, taşaklarımı, apış aramı, götümü ne bulduysa iştahla yalayıp yuttu resmen. Geliyorum dediğimde ağzını kocaman açtı, ben de sıcak koyu kremayı taşana kadar ağzına doldurdum. Yine de biraz çenesine ve boynuna fışkırmasına engel olamadım.

İkimiz de resmen bitmiştik. Ağzında gezdire gezdire iyice tadına baktığı kremayı yuttuktan sonra zar zor toparlanarak geliorum diyip banyonun yolunu tuttu. Bense kendimi kanepeye bıraktım

Uzun zamandır karşılaşmıyoruz, umarım tekrar görüşüp eski günleri hakkıyla yâd ederiz ;)
Zveřejnil(a) ngoggie
před 3 roky/let
Komentáře
Please or to post comments