Arkadaşımın eşi Zeynep (8)

Zeynep yatağın kanapeye yakın kenarına uzanmamı istedi. Yanıma yattı ve vücudumu okşamaya başladı. İkimizin de ayakları kanapede sızıp kalan kocasına dönüktü. Dudaklarıma öpücükler kondururken, kalın sikimi avuçladı. Sağ eliyle bana mastürbasyon yaparken, sol elinin ince ve zarif parmakları göğsümde dolaşıyordu. Meme uçlarımı önce parmaklarıyla sıktı, sonra uzanıp diliyle dokunmaya, ardından da meme uçlarımı emmeye başladı. Ben de ucu füze gibi olmuş dolgun memelerini mıncıklıyordum.

Zeynep sikimi elinden bırakmadan yavaşça aşağı kaydı. Dizimin hizasına gelerek, kocasına baktı. Fısıldayarak “Mehmet, Mehmet” diye seslendi. Cevap alamayınca, başını bacaklarımın arasına gömdü ve diliyle beni uyarmaya başladı. Oral sekste gerçekten uzmandı. Kıvrak dil darbeleriyle sikimin başının etrafında tur atıyor, sonra aletimi baştan aşağı yalıyor, en nihayet ağzına tam alarak sıkı sıkı emiyor ve gelgit hareketleriyle pompalıyordu. Bunları büyük tutkuyla tekrarlarken, hiç elini değdirmeden her erkeği patlatabilecek kadar işinin ehliydi. Haz sadece temastan değil, ayrıca ve belki de aslında onu bunları yaparken görmekten kaynaklanıyordu. Dili ve dudakları taşaklarıma indiğinde, Mehmet’e tekrar seslendi. Belli ki kocasını uyandırmak istiyor, gecenin üçlü seksle devam etmesini planlıyordu. Zeynep bu derece rahat olduğuna göre, benim de tedirgin olmam yersizdi. Kafamın rahatladığını, her şeyi boş verdiğimi, Zeynep’i Mehmet’in önünde evire çevire sikmeye odaklandığımı hissettim.

Zeynep dilini taşaklarımdan aşağı kaydırdığında, bacaklarımı hafif kaldırarak dizlerimi kendime doğru çektim. Dudaklarından bir “Ohhh” çıktı ve anında göt deliğimi yalamaya başladı. Bir “Ohhh” da ben bıraktım. Sikişirken götümün parmaklanmasından ve yalanmasından kendimi bildim bileli büyük zevk alırdım. Ama Zeynep bunu bir başka yapıyordu. Dil darbelerine dayanabilecek erkek bence yoktu. Tam deyimiyle, ölüyü diriltebilecek yetenekte, muhteşem becerikli ve seksi bir kadındı. Dudakları ve diliyle göt deliğimi resmen yiyip bitiriyordu. Ağzı taşaklarım ve göt deliğimin arasında gidip geliyor, bordo ojeli parmakları da sikimi sıvazlıyordu. Deliğimin tükürükle iyice ıslandığını, kayganlaştığını ve açıldıkça açıldığını hissediyordum. Derken, Zeynep’in parmakları sırayla götüme girmeye başladı. Beynimde şimşekler çakarken, menilerimi fışkırtmamak için kendimi bir kez daha zor tuttum. Ama o kadar yüksek sesle inlemişim ki, Mehmet mırıldandı ve uyanır gibi oldu.

Zeynep’e “Ben de senin götünü istiyorum” dedim. Ata ters biner gibi üzerime çıktı, ayaklarımı kavradı ve belden üstünü gererek aşağı uzanırken o muhteşem götünü yukarı doğru bana sundu. Bir eli birazdan yine götüme giderken, ben de hem amını yalamaya hem götüne parmağımı sokmaya başladım. İkimiz de inleyerek kıvranıyor, uyum içinde dans eder gibi vücutlarımızı dalgalandırıyorduk. Sikim ağzında iyice büyümüştü. İki parmağı götüme girip çıkıyordu. Ben klitorisini dudaklarıma hapsederek emerken, iki parmağımı da götüne sokmuştum. “Mehmet o sırada uyansa şaşırır mı acaba? Bize nasıl katılır?” diye düşünürken; o zevk içinde Mehmet’le soft biseksüel ilişki yaşayabileceğime, bunun beni rahatsız etmeyeceğine anında karar verdim.

Zeynep ağzını sikimden çekti ve götünü aşağı kaydırdı. Yine sırtı bana dönük şekilde, domalır gibi üzerime oturdu. Amını da götünü de önümde sergilerken; iki eliyle bacaklarımın içini, taşaklarımı ve sikimi ovuşturuyordu. Biraz daha kımıldadı ve eliyle sıkı sıkı sarmaladığı sikimi amına yaklaştırdı. Amının sıcaklığını kolaylıkla hissetmiştim. Vücudunu yavaş yavaş hareket ettirerek beni dibine kadar içine aldı. Bu sefer daha kolay olmuştu. Amı daracık, ama bu defa çok daha ıslaktı. Ohlayarak, ikimiz de hafif karşılıklı hamlelerle aşağı yukarı gidip gelmeye başladık. Elimle bazen belinden kavrıyor, bazen toka gevşediği için artık açılmış kızıl saçlarından çekiyor, ara sıra da arkadan uzanarak memelerini avuçluyor ve uçlarını parmaklarım arasında eziyordum. Sikim içindeyken öne eğilerek taşaklarımı sıkıştırmaya başladığında, ben de sol işaret parmağımı bir kez daha tahrik edici küçük göt deliğine soktum. Bir yandan da kendimi ne zamana kadar tutabileceğimi kestirmeye çalışıyordum. Zeynep’in amına bağıra çağıra boşalmak isteği artık durdurulamaz hale gelmişti. Zeynep sikimin üzerindeki hareketlerini hızlandırdı, “Geliyorum, geliyorum! Sen de gel Can” dedi, bedeni gerildi, beni amının içinde kıstırarak sarsıla sarsıla geldi. O noktada, patlamak yerine kendimi biraz daha tutmaya karar verdim ve içimden taşmakta olan orgazm hissini bir kez daha frenledim. Zor olmuştu, ama olmuştu.

Zeynep yorgun halde kendini yanıma bırakacakken, belinden tutup bedenini kendime doğru çektim ve önümde domalmasını sağladım. Bacakları titriyor, o pozisyonda duramayacağını söylüyordu. “Ama benim sıram geldi. Lütfen Zeynep” dedim. Geri bakarak gülümsedi, “Tamam Can. Senin için tamam” dedi. Yüzü Mehmet’e dönüktü. Ne küçük ne büyük olan, mükemmel ölçülere sahip mermer gibi kalçaları; önümde korumasız, tamamen insafıma bırakılmış şekilde açılmıştı. Mayo izi sahneyi çok daha seksi kılıyordu. Amına sertçe girdim. Sikim adeta saplanmıştı. “Ih!” diye bir ses çıktı ağzından. Sonra çok hızlı gidip gelmeye başladım. Ben belinden sıkı sıkı kavrayıp amını hoyratça sikerken, Zeynep de vücudunu bana doğru itmiş ve kalçalarını kasıklarıma dayamıştı. Bir müddet sonra tekrar kıvama geldi ve yarrağımın darbeleri karşısında solukları sıklaşarak inlemeye başladı. Gidiş gelişlerimi iyice hızlandırdım. Ama Zeynep’i sikmek o kadar muhteşem, tarifsiz, örneksiz bir şeydi ki; onu öyle rahat rahat bırakmayacaktım. Elini alttan uzatmış taşaklarımı yoğuruyor, bir an önce gelmemi sağlamaya çalışıyordu. Yine de kendimi tutuyordum. Giderek daha zorlaşsa da, bu gece kendimi kontrolde hiç olmadığı kadar başarılıydım. Zeynep’in benden önce orgazm olması da beni bu açıdan rahatlatmıştı.

Zeynep taşaklarımı iyice sıkarken, parmağımı tekrar götüne soktum. İyice kökledim. Sanırım ağzını zorlukla kapatarak, çığlık atmayı engelledi. Ağzından böğürür gibi sesler çıktı ve yine sarsılmaya başladı. Diğer elimi memelerinden çekip yandan ağzına uzattım. Parmaklarımla dudaklarını kavradım. Önce bir, sonra iki ve en sonunda üç parmağımı ağzının içine hapsetti ve dudaklarıyla emmeye başladı. Üç deliği de dolmuştu, görüldüğü kadarıyla çıldırmıştı ve hareketleri kontrol dışı haldeydi. “Bu kadar harekete ve sese Mehmet nasıl uyanmaz ki?” diye kendi kendime düşünürken; Mehmet o sırada kıpırdandı, doğruldu ve kocaman gözlerle bize baktı. Şaşırmış, çok şaşırmış, şoke olmuş bir yüz ifadesi vardı…

CanElsa (10 Ekim 2021)
Publicado por canelsa
há 2 anos
Comentários
Por favor, ou para publicar comentários